Önce deli biri bir fikirle ortaya çıkıyor. Gördüğünüz gibi
kompleksi yok, endişesi yok yaptığından çok emin! “Ne” yaptığınız önemli…
Ardından ilk takipçisi geliyor… Artık bu deli bir “lider“ ve
takip edilmeye çok müsait. Takipçi ve lider arasında hiç bir fark yok, biri
sadece “ilk” olmuş o kadar… İkisi de aynı hevesle harekete dahil oluyor.
“Beraber” yapmak önemli…
Bir bakmışız üç kişi ve şimdi onlar bir “takım“. Kalabalık
gittikçe büyüyor, artık hareket “sosyalleşti”! Sadece hareket değil hareketle
beraber gerçekleştirdiği insanlar da önem kazanıyor. “Kimin” yaptığı önemli…
En sonunda öyle bir noktaya geliyor ki insanlar geride
kalmak istemiyor. Bir bakmışız ki “deli lider” kalabalıkları peşinden
sürüklüyor. İnsanlar yetişmek için koşuyor. Hareketin ilk çekirdek ekibini
kalabalıktan göremiyoruz. Çünkü kalabalık kalabalığı çekiyor. Artık
“Dışlanmamak” önemli… Hareketin ne
olduğu önemini kaybediyor. Çünkü kimse lideri göremiyor. Herkes koşulsuz
kalabalığa inanıyor!
Dünyanın en eski pazarlama metodu olan “kalabalık“.
Konuşmacı “iyi bir lider bulmak kolay asıl bütün mesele ilk
takipçi” olduğunu belirtiyor.
Tek kişilik dev kadroyu unutun. İster çalışan olsun, ister
ekip arkadaşınız olsun, ister müşteri olsun veya ister yatırımcı olsun,
takipçinizi bulun ve iyi tanıyın!
Siz onlara aitsiniz…
Videoyu izleyin.
http://www.ted.com/talks/view/lang/tr//id/814
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder