26 Ağustos 2012 Pazar

Aloe Vera'nın tarihi, bileşimi ve faydaları:




Aloe Vera, "sarısabır", Arapça "Alloeh", İbranice "Halal" , "mucize bitki", "tabii iyileştirici" gibi çok çeşitli adlarda ve pek çok eski medeniyetlerde yüzyıllardır bilinen ve şifalı gücü nedeni ile çeşitli hastalık ve cilt sorunlarında kullanılan bir bitkidir. Tarihte;
ünlü bir araştırmacı ve arkeolog olan George Ebers, bu bitkinin çok eskilere dayanan ününü MÖ. 3500 yılından kalan bir papirüs el yazmasında keşfetmiştir. Bu papirüs, doğal ilaçlar üzerine yazılmış raporların bir derlemesiydi.
Dioskarides ve diğer Yunan ve Romalı hekimler de bu bitkiyi başarı ile kullandıkları ve hatta bir efsaneye göre Aristo, Büyük İskender'i yaralı askerleri için kullanmak üzere büyük miktarda Aloe Vera elde etmek için, Hint Okyanusundaki Socotra Adasını ele geçirmeye ikna ettiği, Mısır Kraliçesi Nefertiti ve Kleopatra sağlık ve güzelliklerini, Aloe Vera güzellik terapilerine borçlu oldukları da anlatılmaktadır.
200'den fazla cinsi bulunmasına rağmen, şifalı özelliklere sahip yalnızca üç veya dört çeşidi vardır. Bunlardan en etkilisi Aloe Vera Barbadensis (Miller)'dir. "Sarısabır" olarak da bilinen Aloe Vera kaktüse benzeyen zambakgiller (Liliaceae) familyasındandır. Tropik iklimlerde yetişen bu bitkinin anavatanı Afrika ve Yemen'dir.
Aloe bitkisi 3 ana bölümden oluşmaktadır. Yaprağın kabuğu (photosynthesis), Latex (Musilaj) yapışkan sarı sıvı ve jel tabakası (parenchyma). Bitki yaklaşık dört yılda olgunlaştıktan sonra yapraklarının özü, içindeki jelin ve dış kabuğundaki özsuyunun karışımı ile % 100 doğal bir bitki suyu olarak ürün haline dönüştürülür.
Teksas, Dallas'da eczacılık yapan Dr.Bill Coats, 1968 yılında Aloe Vera'nın oksitlenmenin yarattığı zararlı etkilerinden koruyucu bir "stabilizasyon" formulü geliştirmiştir. Bu stabilizasyon formulü günümüzde patent altına alınmıştır.

Aloe vera özellikle "Epithel" doku ve "bağışıklık" sistemi üzerinde fayda sağlamaktadır. Bu fayda asırlar boyu Aloe Vera'nın mide ülseri, sindirim rahatsızlıkları, kabızlık, ishal, hemoroid, zihinsel yorgunluk, migren, akne, kireçlenme, egzama, sedef, mantar, böcek sokmaları, tahrişler, güneş ve cilt yanıkları gibi rahatsızlıklarda iyi geldiğini bildiren binlerce insanın beyanlarıyla büyük ölçüde kanıtlanmıştır. Düzenli olarak içilen Aloe Vera sayesinde bağışıklık sisteminin neden olduğu rahatsızlıkların azaldığı görülmüştür.

Bu bitkinin antik çağlara uzaman geçmişi, ilk olarak 1862 yılında George Ebers tarafından, gerçekte bir dizi bitkisel tedavi reçetesini bünyesinde barındıran M.Ö. 3500 yılına ait Mısır papirüsü üzerinde keşfedilmiştir. Diğer birçok araştırmacı da antik Çin ve Hint kültürlerinde benzer bulgulara rastlamıştır. Discorides ve büyük Pliny gibi Yunan ve Romalı hekimler de Aloe'den faydalanmışlardır.

Bileşimi: 
Amino Asitler: enerji sağlayan, katalizatör, kimyasal dengeyi sağlayıcı, doku oluşumunu sağlayan proteinlerdir. Vücudumuz için gerekli 22 amino asitin 20'si (vücudun üretemediği temel olan 8'in 7'si)

Antraginonlar: Anajezik, Anti-bakteriyel, Anti-fungal, Anti-viral olarak etki ederler.
Enzimler: Gıda şekerlerini ve yağları kırarak sindirime yardımcı ve besleyici maddelerin emilimini hızlandırıcı işlevleri vardır.
Auxins ve Gibberellins yara iyileştirici ve iltihaplanmayı önleyicidir.
Lignin: Nüfuz etme özelliği ile taşıyıcıdırlar.
Mineraller: Kalsiyum, Potasyum, Fosfor, Demir, Sodyum, Klorin, Manganez, Çinko sağlıklı yaşam için gerekli olan mineraller birbirleriyle, vitaminlerle ve diğer maddelerle etkileşimi sağlar. Salicylic Asit ve Saponinler.
Steroller: İltihaplanmayı önleyici etken madde
Şekerler: iltihaplanmayı önleyici, anti-viral özellikle Acemannon bağışıklık sistemini de düzenleyici etkisi vardır.
Vitaminler: A, C, B1, B2, B6, B12, E, Choline, Folic Asit

Faydaları:
Aloe Vera T-Killer hücrelerinin sayısını çoğaltarak işlevlerinde daha aktif olmalarını sağlar.
. Aloe Vera, antikor oluşumunu destekler.
. Aloe Vera suyuyla desteklenen hücreler, tümörlü hücrelerin yok edilmesinde normalin 10 katı daha fazla etkilidirler.
. Aloe Vera'da bulunan enzimler, vitaminler, mineraller, poli-sakkarit maddeleri, ur, tümör ve ölü hücrelerin yok edilmesini sağlayarak gerek hasta, gerekse sağlıklı hücrelerin yeterince beslenmesini sağlar.
. Aloe Vera, gıda maddelerinin hücrelere ulaşmasını kolaylaştırmak için doku geçirgenliğini arttırır, hücrelerdeki toksinlerin daha kolay atılmasına yardımcı olur.
. Şimdiye kadar bilinmeyen bir yöntemle Aloe Vera, tıbbi tedaviler sonucu ortaya çıkan radyoaktif ışınların hücrelere verdiği zararı nötralize eder.
. Aloe Vera kemik iliği aktivitesini destekleyerek yeni alyuvarların oluşumunu hızlandırır. Bu faktör lösemi (kan kanseri) tedavisinde son derece etkilidir.
. Hücre ve dokuların 2-7kat daha fazla gelişmesini sağlar.
. Işın tedavisi ya da kemoterapi sırasında Aloe Vera suyu yan etkileri azaltmada ve bağışıklık sisteminin hastalığın seyri esnasında güçlenmesinde yardımcı olur

Hiç yorum yok:

Powered By Blogger