Hep anlatırlar dedelerimiz, bizim zamanımızda şöyle yapardık, böyle yapardık diye…
Bizde eskiden, cilt bakımıyla ilgili, sanayileşmiş ürünler
olmadığı zamanlarda, insanlar cilt bakımı yaparlar mıydı? Nasıl yaparlardı? Diye
araştırırken, çok ilginç ama bir o kadarda etkili yöntemlerin uygulandığını
öğrendik. Bunların içinde en ilginç olanını sizinle paylaşıyoruz...
Toprak!
Evet, sadece toprak diyen birçok kişiden duyduk bunu…
Şimdilerde kil veya kil maskesi diye bildiğimiz ürünlerin
sanayileşmemiş ve en saf halini kullanıyorlarmış atalarımız.
Nedir? Ne değildir? Diye sorarken, bir yerden çıkan toprağı bakım için kullandıklarını anlattılar. Bizi bu toprağın çıktığı
kaynağa götürdüler. İç Anadolu bölgesinde bir köyde bulunan bu toprak, mağara
görünümünde bir oyuntunun içinde bulunuyordu. Buradan içeri girdiğimizde,
kaplıca ve doğal su kaynaklarının yoğun olduğu bir bölge olmasından dolayı, burasının
da doğal su kaynaklarının bir uzantısı olduğunu düşündük. Oyuntunun oldukça
nemli ve ıslak toprak görünümünde esrarengiz bir havası vardı.
Eskilerin kullandığı toprağı bize gösterilen yerden aldık.
Bize kullanılışını ve yararlarını 96 yaşındaki pamuk yüzlü Kadriye Nine
anlattı.
Eskiden sabun ve şampuan yokken bu topraktan bir parça alıp,
suda eriterek saçlarını yıkıyorlarmış. Bu toprakla yıkadıkları saçlarının daha
yumuşak olduğunu ve daha az döküldüğünü anlattı.
Bu toprağın ellerine ve ciltlerine çok iyi geldiğini de keşfetmişler
ve yüzlerine maske şeklinde uygulamışlar. Ciltleri yumuşacık ve tertemiz oluyormuş.
Ayrıca toprağı bazı yiyeceklere de ilave ederek özlenmesini
sağlıyorlarmış. Mesela; pekmez kaynatırken bu topraktan bir parça koymazlarsa
pekmez özlenmiyormuş.
Rahatsız olduğunu düşündükleri bebeklerini bu toprağın içine
yatırarak tedavi ettiklerini de anlatıyor Kadriye Nine. Toprağı ezerek un haline
getirip, güneşte ısıttıktan sonra bebeklerini içine yatırıp, sardıklarında bebek
ağlamayı keser, mışıl mışıl uyurmuş. Sıcak toprak bebeğin karın ağrısını yada
gazını alırmış. Sinek veya böcek sokmasının acısını da alır, kızarıklığı ve
kaşıntıyı kesermiş. Hatta toprak, çocuk bezi yerine geçermiş. Rahatlayan bebek
işediğinde ıslak bölgeyi atıp, yeni toprakla değiştirirlermiş. Bu yöntemle bebek,
pişik yada mayasıl olmuyor, varsa da geçiriyormuş.
Hakkında bu kadar çok şey duyduğumuz toprağı deneyebilmek
için birazda biz aldık. Hemen oracıkta, yağlı cildi olan arkadaşımıza maske
şeklinde uyguladık. Uygulama sırasında toprağın kokusu bile içeriğinin çok
zengin olduğunu hissettiriyordu. Arkadaşımızın yüzü gerçekten yumuşamış olduğunu ve
cildindeki yağın azaldığını gördük. Diğer arkadaşlar fırsat
bulduklarında saçlarında da denemişler ve temizlediğine ve yumuşattığına şahit
olmuşlar. Getirebildiğimiz kadar toprağı çevremizdeki arkadaşlarımıza da verdik. Kullananlar özellikle
cildi yumuşatma ve temizlemede çok memnun kalmışlar.
Cilde doğal yoldan bakım yapmanın eski bir yöntemini ortaya
çıkardık herhalde…
Bu toprağın bulunduğu bölge itibariyle, içeriğinde bazı
yararlı mineraller olduğu kanaatindeyiz. Şifası da buradan geliyor olabilir.
İmkanlarımız dahilinde analiz ettirmeyi de düşünüyoruz. Eski yöntemleri fırsat buldukça araştırmaya devam edeceğiz.
Atalarımızın, teknolojinin sıfır noktasında keşfettikleri bu
toprağın, gerçekten işe yaradığına biz de inandık. Gerçek anlamda doğal bakım böyle yapılmış.
Doğal yoldan elde edilen bu toprağı kullanmak için insanlar hiçbir bedel
ödememişler. İsteyen istediği kadar kullanmış ve kimse para istememiş. Şimdi
böyle bir yeri keşfedip ticarileştirmek isteyen çok kişi olabilir.
Umarız köyü
talan etmezler.
Belki, bir yatırımcı bunu değerlendirmek ister. Bu işten
kazanacağı paranın bir kısmıyla köyde bakıma ihtiyacı olan yaşlılara bakım evi
kurar…
Belki de olur…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder